Terinizi İçilebilir Yapan Ter Arıtma Makinesi

Andreas Hammer isimli bir mühendis Unicef programı dahilinde ürettiği "ter arıtma makinesini" tanıttı. İlk intiba hoş olmayabiliyor ve insan "ter arıtma makinesi mi?!" diye sorabiliyor. Fakat Dünyamızın başta küresel ısınma olmak üzere çeşitli çevre felaketlerinin eşiğine gelmiş olmasından sebep sınırlı kaynaklarının daha da sınırlı hale gelmesine kısmen de olsa çözüm sunabilecek bu proje çevresel yönüyle ele alınınca kıymetli bir çalışma olduğu anlaşılıyor.

Su gibi önemli bir kaynak ve eşsiz bir nimetin içilebilir kısmının, Dünya üzerinde bulunan suların yalnızca %3'ü gibi bir orana sahip olmasının bile haykırdığı bir gerçek var "çok fazla tükeniyorum". Artan nüfusa ve doğal yansıması olarak aşırı ve bilinçsiz tüketimin sonucunda sınırlı miktardaki kaynaklarımız da hızla tükeniyorlar. Elbetteki temiz ve içilebilir tatlı su kaynakları da bunlardan birisi.

Unicef tam da bu noktada insanları gerek bilinçlendirmek gerek de bu projeyi daha da ileriye taşıyabilmek için fikir akımlarını tetiklemek istemiş.

"Kaynakları bilinçli tüket terini hatta idrarını içmek zorunda kalma!"

Sanırım mesaj oldukça açık ve net. Gelelim bu ter arıtma makinsine yeni bir filtrasyon tekniği kulanılan makine bu yönüyle eşsiz ve bir ilki başarmış durumda. Klasik yöntemlerdeki gibi ilk başta arıtılmak istenen "ter"li su bir kaba konuluyor ve kaynama noktasına katar ısıtılıyor ve birisi sıcak diğeri soğuk olan iki farklı film tabakası arasında döngüsel bir hareketi takip ediyor. Buharda oluşan bu basınç farkları buharın film tabakalarına doğru yönelimi sağlıyor. Bu döngü, buharlaşması mümkün olmayan maddelerle suyu bir birinden ayırıyor ve ortaya arıtılmış, taze içilebilir su çıkıyor.

İsveçli mühendise göre ise bu döngünün sonunda ortaya çıkan su İsveç'te musluklardan akan sudan bile daha temiz oluyor. BBC'ye verdiği röportajda terli bir tişörtün yaklaşık 10 ml yani ağız dolusu bir suyu muhteva ettiğini belirtiyor.

Oldukça ilginç ve biraz da iğrenç olan bu yöntem suya erişimi kısıtlı Afrika ülkeleri gibi yerleşim yerlerine temiz su kaynaklarına erişim adına yeni bir alternatif oluyor. Bu proje gelecekteki yerini almaya mecbur olmadan insanlar olarak daha fazla bilinçli olmak zorundayız. Ter bir başlangıç, o idrarımızın yakın akrabası! Bir gün idrarımızı içmek zorunda kalabiliriz peki bunu kabul edebilir miyiz?
Belki de gelecekte insanlar olarak bizler tükettiklerimizi tekrar dönüşümlü olarak tüketmeyi kabulleneceğiz ve bilinçsizce tüketmenin bilinçli cezasını çekeceğiz, kim bilir...